Kötülük problemi din felsefesinin çokça tartışılan meselelerinden biridir. Teizm ve ateizm karşıtlığının odağındaki en önemli tartışma konusu şüphesiz ki, kötülüğün yarattığı mantıksal, tecrübi ve varoluşsal sorunlar ve onlara cevap olarak ileri sürülen savunmalar ve teodiseler olmuştur. Kötülük sorunu felsefeci ve ilahiyatçılar için entelektüel düzlemde yanıtlanmayı beklerken, bir mümin de tecrübe edildiğinde inancı için kriz oluşturan kötülük problemini, bireysel inanç dünyalarında anlamlı bir yere oturtmak, en azından anlamak ister.
"Dünyamızda bunca ahlaki ve tabii kötülük varken her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen Tanrı'nın varlığına inanmak rasyonel bir tutum mudur?" sorusu ateist yaklaşımların çıkış noktasını oluştururken, tüm varlığı Tanrı'dan hareketle açıklamaya çalışan filozof ve ilahiyatçılar da kötülük için dinsel ve ahlaki gerekçeler bulmaya çaba harcamışlar. Dolayısıyla, kötülüğün varlığı filozoflar tarafından "teizmi ve tanrı inancını irrasyonel kılar mı" sorunsalı üzerinde odaklanırken, teologlar ve sıradan müminler için sorun "iyi, merhametli, her şeyi bilen ve her şeye güce yeten Tanrı kötülüklere müsaade eder mi?" bağlamında ele alınmıştır. Elinizdeki çalışma bu soru(n)ları temele alarak, ortaya konulan yanıt ve savunmaları tartışmaktadır.