İlk ışık maddelerinin bitkilere dönüşmesini sağlayan, gezegenin sadece ve sadece madde ve türevleri ile dolu olması ve herhangi bir başka yaşam formunun olmayışıdır. Bitki oluşumları kendi pratiksel birikimlerini diğer ışık maddelerine aktaramazlar, ışık maddeleri kendi yaşam anlayışlarını ancak ve ancak kendi pratileri ile oluşturabilirler...
Büyük alt-üst oluş sonrası bitki ve hayvan yaşamının sona ermesi ile o esnada tamamlanma aşamasında olan canlı ışık maddeleri, büyük bir anlamsızlık ve çaresizlik yaşayarak tekrar güneşe yolculuk etmeye karar verirler... Ortaya sadece maddesel devinimin çıkması ile ilk ışık maddelerinin yaşam anlayışı oluşum dönemine dönüş sağlanır. Aradaki fark, algılamanın canlılarla başlaması, başlangıç serüoveninin sonradan yaşanmasıdır...
Birbirlerini olmazsa olmaz kabul ederek, evreni ana yaratan ve yaşatan olarak kişileştirirler. Canlı olmaktan dolayı algılamanın güzelliğini hissetmelir, evrensel varoluştan dolayı evrenin her halini kapsamaları, evrensel tadı birleşerek hissetmeleri üçlü yaşam anlayışını oluşturmalarına neden olur. Sevgi (yaşam tadı, algılamanın tadı), bilgi (evrenin-insanın bilgisi), eş (yaşatanın kendisi). Artık insan çifti, mutluluklarını uzun vadede yaşayabilmek için, ışıksal yaşamın hızsallığından kurtulup evrensel bütünlüğe ve evrensel yaşayış şekline uyarak bedenselleşirler...