Henry Marsh, yaşamını ölüm-kalım aşamasındaki hastaları kurtarmaya adamış bir beyin cerrahı. Kimi zaman kendini bir kahraman gibi hissederken kimi zaman da ailelere acı haberi veren kişi olmak zorunda kalmış. Her şeye rağmen mesleğini seven bir doktor olarak beyin cerrahisine katkıda bulunmak için elinden gelenin en iyisini yapmış. İngiltere'de emekli olmasına karşın Nepal'de ve Ukrayna'da hastalara şifa dağıtma çabasını sürdüren Marsh'ın kırk yıllık meslek yaşamına ilişkin muhasebesi niteliğindeki Kabuller: Bir Beyin Cerrahının Sınır Tanımayan Hikâyesi hayatın bütününe ve ölüme dair zihin açıcı bir kitap.
Londra'daki hastanede tedavi ettiği hastalarıyla ilişkilerinden, yurtdışında karşılaştığı zorlu koşullarda insanlara yardım eli uzatma çabasından, yaşamını anlamlı kılmak için seçtiği başka uğraşlardan söz eden Marsh, bir cerrah olarak ikilemlerini, zaman zaman da çaresizliğini dürüstçe dile getiriyor. Tıp eğitimi aldığı dönemi, genç bir cerrahken yaşadığı önemli deneyimleri, mesleğinin en güç yönlerini, hastalarının yaşamını uzatmak için ortaya koyduğu çabayı anlatırken değindiği noktalar yaşamın ne kadar değerli olduğunu derinden hissettiriyor.