Popüler sinema filmlerinde defalarca ekrana yansıtılan "Tai Chi" adındaki Çin simgesini görmüşsünüzdür. Söz konusu Uzak Doğu simgeselliği, bütün zıtlıkların somut bir biçimle ifadelendirme çabasının tezahürüdür. Yin ve Yang'ın temel özünün dişillik ve erillik kavramlarından meydana geldiği bilinir....
Oysa Anadolu kültürüne onca katkılarına rağmen, örneğin bir Hitit adı, dili ve yazısı birlerce yıl boyunca bu topraklarda unutulup gitmiş ve ancak yeniden keşfedildikten sonra onların belleklerden silinen tarihi tekrar inşa edilebilmiştir. Frigler, Urartular, Lidyalılar, Likyalılar, Karyalılar ve başkaları…
Diğerleri için de söylenecek sözler hemen hemen aynıdır. Bu unutulmalar ve yeni kültürlerin inkişafı, her seferinde yeni bir din ve ona bağlı bir felsefenin boy göstermesi anlamına gelir. Bu durum, unutulmayı daha kesin, amansız ve tahripkar hale getirmektedir. Anadolu'nun kadim bilgeliği, söz konusu sebeplerden ötürü asla bir devamlılık arz edemez. İnsanlığın artık o uzak geçmişte kalan özü tekrar keşfetmeye ihtiyacı vardır. Kendi öz doğamızın ne olduğunu bilmeli ve ona göre dünyayı yeniden algılamalıyız.
Ümit ediyorum, bu çalışma çok eski bir geçmişin sisler ardında kalmış kadim bilgeliğine bir pencere açacaktır.