"İnsanın ömrü ikiye ayrılırmış:
Annesinden önce annesinden sonra…"
"Kadın; tüm cihanı, yüreğinde emzirecek bir muhabbetle, her daim iyilikle beslerdi.
Kadın; yaşadıklarının sadece eşi tarafından samimiyetle bilinmesini isterdi.
Kadın; yuvayı yaparken canını acıtan dikenleri gül kabul eder, yaralarını gizlerdi.
Kadın; ilk gün ekilen aşk tohumlarının sonsuzluk membaında boy vererek açılmasını ve hayatı imar etmesini gözlerdi.
Kadın anaydı, kadın topraktı, kadın vatandı. Hiçbirisi uğramayınca kalbinin çeperine, işte o zaman sözcüklerin arasında sıkışıyor, yüreğine söz geçiremez oluyordu…"
Çoğu kadın, hayat hikâyesinin en güzel yanı olacakken uğradıkları hayal kırıklıklarının arasında kıvranırken buluyor kendini. Umutlar, hayaller ve gerçekler arasında gel git yaşayan ve sonunda solup giden kadın hikâyeleriyle dolu dört bir yanımız…
Elinizde tuttuğunuz bu roman yaşanmış hayat hikâyelerinden uyarlanarak Zekeriya Efiloğlu tarafından kaleme alınmıştır. Kadınların umutlularını nasıl yeşerttiklerini, acıya direnerek hayata tutunmak için nasıl çırpındıklarını anlatan bu hayat tecrübelerinde herkesin çıkartacağı bir pay mutlaka olacaktır.