"Hanımlar!
Bu kadar acıdan sonra, bu kadar ayrılıktan sonra, yan yana çektiğimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluş günleri geldi. Siz, bu kurtuluş günlerini bize kazandıran aziz şehitlerin, gazilerin anaları, arkadaşları, kız kardeşleri! Artık sevinin, sevinmek hakkınızdır, bayram edin, en büyük bayrama erdiniz; büyük bayramınız mübarek olsun!
Anadolu kadınları!
Bu gaza diyarında bin seneden beri, ateş ve cenk yerlerine oğullarını koşturan Anadolu kadınları, bin senedir oğulları daima uzak yerlerde ölen, yetiştirdikleri oğulların mezarları nerededir bilinmeyen Anadolu kadınları! Kurtuluş günleri, kavuşma günleri geldi; sevinin, bayram edin!
Cihan Harbi'nden beri, ardı arası gelmeyen bir cenk için, ağzından bir şikâyet sözü çıkmadan, nesi varsa hepsini veren Anadolu kadınları! Erkekleri kan ve ateş yerlerinde savaşırken, uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru, günlerce, haftalarca, çıplak ayakları, giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermilerini taşıyan Anadolu kadınları! Batıda, doğuda, kıblede, bütün cephelerin arkasında memleketi işleten, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensin, ey Anadolu kadını! Sırası gelince cephaneyi, yaralıyı taşımak sana yetmedi; silaha sen de sarıldın, düşman önünde sen de nevbet bekledin, ateşlere sen de girdin, sen de gaza ettin! Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı? diyen sensin. Erkeğinle beraber zafere erdirdiğin gazan mübarek olsun, zafere eren gazanın büyük bayramı mübarek olsun.
Biz de, İstiklal Harbi'nde vatan topraklarımızı kurtarmak aşkıyla maddi, manevi her türlü fedakârlığa katlanarak hayatını hiçe sayan ve artık hepsi bir başka dünyada olan kadın mücahitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Vatan sevgisi uğrunda ve erkeklerinin kâh ardında kâh önünde böylesine canlabaşla çalışan kadın mücahitlerimizden yurdumuzun sonsuza değin yoksun kalmamasını temenni ediyoruz."