Erkek, ilk yaratılan insan ama kadınsız hayatını sürdüremiyor.
Kadın da insan, erkek de insan; ancak hiçbir yönleriyle birlilerine benzemiyorlar.
Biri olamadan diğeri eksik ve yarım oluyor.
İkisi bir araya geldiğinde ancak tam insan oluyor ve "ikinin gücünü" meydana getiriyorlar.
Kadın-erkek ilişkilerinde kadının beklentilerinin daha fazla olduğu söylenir; ama erkeğin beklentileri de ondan aşağı değil…
Genelde kadının psikolojik ihtiyacı "sevgi ve ilgiye" dayanırken; erkeğinki ise "önemsenmeye ve takdire" dayanıyor.
Kadın erkeksiz, erkek de kadınsız yapamıyor ama birbirini anlama mücadelesi, günümüzde hâlâ çözüme kavuşmuş değil…
Erkek beyni, "sistem kurmaya" programlanmış "sonuç odaklı"dır. Amacı hedefe ulaşmaktır.
Erkek, bir durum karşısında "neden-sonuç" ilişkisini anlamaya ve sistemin nasıl işlediğini çözmeye çalışır.
Kadın beyni ise "ilişki kurmaya programlanmış"tır. Kadın, ilişkide olduğu kişinin duygularını anlamaya ve bu duruma duygusal bir cevap vermeye çalışır.
Kadın, "empatik bir ilişki kurarken"; erkek "sistemin aksaklığını nasıl gidereceğini" düşünür.
Bu kitabı okuyan erkeklerin kadınlara bakış açıları değişeceği gibi; kadınlar da okuduklarında, kendilerini yeniden konumlandıracaklardır.