Toplumsal gelişmeler ve devlet politikaları modernleşme sürecinde önemli bir alanı kadınlar
üzerine biçimlendirmektedir. Kadın hakları feminist hareketle aracılığı ile Fransız devriminden itibaren gelişmiştir. Çağdaş devlet anlayışı kadınların sosyal, siyasal, eğitsel ve ekonomik hakların çeşitliliği ile tanımlanmaktadır. Kadınların mücadelesi devlet kurumlarının yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları aracılığı ile gerçek leşmektedir. Bu gelişmeler karşısında kültürel değerlerin kadını ikincil bir konuma değerlendirmesinin önüne hala geçilememiştir. Kadınların namus
cinayetleri adı altında öldürülmeleri, şiddete uğramaları ve her alanda haklarının sınırlandırıldığı günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Ülkemizde ataerkil ilişkiler özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaygın bir şekilde varlığını korumaktadır. Bu durumda kadınlar üzerinde haksız eylemler daha çok bu bölgelerde yaşanmaktadır. Toplumun gelişmesi kadınların toplum içerisindeki konumlarına göre belirlen-mektedir. Ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bölgelerde kadınlar kendi haklarını savunabilmekte ve her türlü imkandan faydalanabilmektedir. Ancak bu durum gelişmiş bölgelerde kadınların haksızlıklardan tam anlamı ile korunduğu anlamına gelmemektedir. Kırsal alanlarda geleneksel yapının olumsuz etkileri kadını eziyorken, kentsel bölgelerde ekonomik sıkıntılar ve çeşitli çatışmalardan dolayı kadınlar haksızlıklara ve şiddete maruz kalmaktadırlar.