Aile, aşk ve çalışma ilişkilerinde kadınlara ve henüz kendini koruyamayacak kadar küçük olanlara yönelik şiddetin ve tacizin çığırından çıktığı bir zamanda, insanların ihtiyaç duyduğu koruyucu, mitolojiden çıkıp yardıma gelir. Anadolu'nun kadim figürlerinden Ana Tanrıça Kibele, İzmir'deki eski tapınağının kalıntılarından yükselir, uyku ve rüyalardan sorumlu dostu Morpheus'la birlikte modern zamanın şiddetine dur demek amacıyla özel bir kuvvet oluşturur: Koruyucu Melek olarak seçilen sıradan insanların rüyalarda sahip oldukları olağanüstü güçle gündelik hayatın meselelerine verdikleri şiddetli yanıtlar karşısında polis teşkilatı adalet sağlamak yerine bu yeni eylemleri engellemeye karar verince soluk soluğa bir mücadele başlar. Levent Mete, toplumun ve idarenin köklerine yerleşmiş şiddetin karşısında, adeta bilinçaltının güçleriyle gerçekleşen fantastik bir başkaldırıyı anlattığı romanında okuru Kadınlar Çağı'nı başlatmaya, bir rüyayı gerçekleştirmeye çağırıyor.
"Evlerde ve sokaklarda dengeler değişmiş, başlarına geleceklerden korkan erkekler tırstıkça kadınların cüreti artmış, daha rahat ve kendinden emin davranmaya başlamışlardı. Yüksek sesle konuşuyor, yere daha sert basıyor, başlarını dik tutuyor, erkeklerin gözünün içine rahatça bakıyorlardı. Kol kırılıp yen içinde kalır anlayışıyla ya da kimi korkular nedeniyle gizlenen olaylar sağda solda daha önce hiç görülmemiş bir rahatlıkla anlatılmaya, sıkıştırıp tehdit edenler sıkıştırılıp tehdit edilmeye başlanmıştı."