Adalete erişim, farklı anlamları olan bir terimdir. Bu terimin içerdiği anlam farklılıkları, adalete erişimle ilgili problemlere farklı yaklaşımları da etkilemektedir. Problemin tam olarak anlamak için farklı boyutları bir bütün içerisinde ele almak gerekmektedir. Bütünsellik yaklaşımı, adalete erişimin sadece adli yardıma veya mahkemelere erişim olarak görmekten öte, hakların bilinmesi ve düzenlenmesi aşamasına katılımı da içeren, mahkeme sürecinin tamamlanması ve sonrasını da kapsayan geniş bir adalete erişim kavramından hareket etmeyi gerektirir. Günümüzde sadece adalete erişimden değil, etkili adalete erişim vurgulanmaktadır. Bu, adalete erişimin sadece soyut bir hak olarak tanınmasının yeterli olmadığını, hayata geçirebilmesi için gerekli koşulların sağlanması gerektiğini ifade eder. Bunun için yaşanılan eşitsizliklerin farkında olmak gerekmektedir. Bu eşitsizliklerden biri de toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda kendisini göstererek yaşadığımız yapıları etkilemektedir. Bu yapılardan biri de hukuktur. Hukuktaki yapısal eşitsizlik, toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından adalete erişimi güçleştiren başlıca faktörlerdendir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında adalete erişimi kadınlar açısından ele alan bu çalışma, yapıyla ilgili eşitsizlikleri farklı boyutlarda ortaya koymakta, bunların ne gibi sonuçları yol açtığını tartışmakta ve yapı içerisinde kadınların adalete erişimiyle ilgili çözüm önerilerini sunmaktadır.