Kâdiyânîliğin bir mezhep olarak doğuşunu, gelişmesini ve görüşlerini ortaya koyabilmek için gerek dünyanın gerek İslâm âleminin siyasi ve içtimai şartlarını, özellikle mezhebin doğduğu Hindistan'ın durumunu göz ardı etmemek gerekir. Zira dinî ve siyasi bir olayı ya da bunlardan doğan mezhep hareketlerini, sosyal şartlardan ve bulunulan coğrafyanın özelliklerinden ayrı düşünmek imkânsızdır. Kâdiyânîlik de on dokuzuncu yüzyıl Hint coğrafyasının bir prototipidir. Maddi üstünlükleri ile bu coğrafyaya gelen güçler, buranın sakinlerinden sadece siyasi egemenliklerini alarak kendilerine aktarmakla kalmamış, misyoner ordularıyla, onların iman ve ruh dünyalarına el uzatır olmuşlardır. Bu da kitlede, olumsuz bir psikoloji doğurmuştur. Kâdiyânîlik, hemen hepsi de İslâm kültür tarihinde daha önce söylenmiş görüşleriyle, bunların hem bozuk bir sentezi hem de gerek bunların gerek Hıristiyan misyonerliğinin temsil ettiği görüşlerin bir antitezidir.