"Bizim oralarda hangi köyden gelin geldiysen sana oranın adıyla seslenilir. Yaranozli, Yığali, Malpetli, Melinozli… Düşünsenize! Evlendiğiniz gün adınızı kaybediyordunuz. Adınız yok, sadece geldiğiniz yerin adı var…"
Kaferum Of Hola; otobiyografik bir hikâyeden yola çıkan, tek kişilik anlatı özgürlüğüyle çocukluk, ergenlik ve ilk gençlikten sonra içinde orman dolusu insan biriktiren bir hayalperestin gerçekle tanışmasını anlatıyor. Köyde başlayan bu hikâyelerin yeni kapısı başka diller, başka kültürler, başka kimlikler, başka ülkeler, başka şehirler dolanarak son bir ölümle yine içinde büyüttüğü bir ormana açılıyor.