19. yüzyılın başlarında Güney Kafkasya'da nüfuz alanını genişleten Rusya, bilhassa 1828'den itibaren Osmanlı Devleti'nin bölgedeki en büyük rakibi haline gelmiştir. Rusya'nın ilk kez Anadolu topraklarına girdiği 1828-1829 Savaşı, yüzyılın sonlarına değin Osmanlı-Rus mücadelesinin en önemli safhalarından biridir. Osmanlı-Rus hattındaki güç mücadelesi sadece sınır problemlerine değil, aynı zamanda bölgedeki nüfus hareketleri, kitlesel göçler, himaye sistemi, vatandaşlık meselesi gibi birçok siyasî, askerî ve malî sorunlara da neden olmuştur. Rusya'nın Kafkasya'da üstünlük elde etmek için dindaş nüfusu politize ve mobilize etmesi, Osmanlı Hristiyanlarını sadece politik olarak araçsallaştırmamış aynı zamanda yukarıdaki sorunların odağı haline getirmiştir.