Türkiye'de uzun yıllar dînî yayıncılık denildiğinde ilk akla gelen mekân Beyaz Saray Kitapçılar Çarşısı idi. Başka bir ruhun, başka bir kokunun adresidir Beyaz Saray... Türkiye'de pek çok kitapçı, kütüphane var fakat bunların hiç biri Beyaz Saray kadar güçlü bir imge oluşturmamıştır hafızalarda. Merdivenlerden inerek çarşıya girmek, bir başka âlemin kapısını aralamak gibidir. Burada uzun yıllar yayıncılık yapan yayıncılar gene bu civarda; Vezneciler'deki Yümni'ye taşındılar. Fakat buradaki atmosfer; kokusu, yıllanmışlığı, heyecanı ve hatıraları ile farklı bir havası daha doğrusu dünyası olduğunu müdavimlerine hemen hissettiren Beyaz Saray'ın yerini tutmadı. Hasan Başpehlivan, Beyaz Saray Kitapçılar Çarşısının hem dönüşüm sevincini, dinî neşriyatta adı duyulan yayıncıların buraya gelişini; hem de dağılış hüznünü, kitapçıların buradan ayrılışını yakinen bilen bir yayıncı. Onu, yolu bir şekilde çarşıdan geçen okurlar, yayıncılar, yazarlar velhasıl kuşaklar tanır. Kâğıt Kokulu Yıllar bir devrin hatıralarını sunarken aynı zamanda Türkiye'deki İslâmî neşriyatın seyrine dâir kıymetli bir birikimi bir araya getirmekte. Aslında, çarşının sesine-soluğuna, neşesine, müdavimlerine, suretlerine, çizgilerine, tonlarına ve hüznüne kulak vermek âsûde bir zamanın ortasına dalmak gibi bir şeydir.