Tarihten günümüze kadar çok geniş bir coğrafyada varlığını sürdüren Türk dilinin tarihsel sözvarlığının ortaya konulabilmesi için değişik dönemlerde yazılmış metinlerin incelenmesine ihtiyaç vardır. Türkler, İslâmiyeti kabulle birlikte yeni bir kültür dairesine dâhil olmuş, Arap ve Fars edebiyatından gerek dinî gerekse din dışı konuları ihtiva eden eserleri Türkçeye tercümeye başlamışlardır. Bu çeviri çalışmaları özellikle XV. yüzyıldan sonra daha da artarak Fars ve Arap edebiyatından birçok hikâye dilimize çevrilmiştir.
Bu çeviri çalışmalarından biri de üzerinde çalıştığımız, Paris Bibliotheque Nationale Supp. Turc 344 numarada kayıtlı, Ebu Tahir Mûsâ et-Tarsusî tarafından telif edilen, Firdevsi-i Rumi tarafından tercüme edilen, 'Alî bin 'Abdullāh tarafından hicri/miladi 955/1548 yılı muharrem/şubat ayında istinsah edilen Kitâbu Kıssa-i Kahramān-ı Kâtil adını taşıyan manzum-mensur karışık eserdir. Pers hükümdarı Huşeng'in dünyaya hâkim olmak için kahramân-ı Kâtil ile beraber Hindistan'da yaptığı savaşların masalsı bir dille anlatıldığı kahramân-nâme, Türk ve İran mitolojisinden izler taşımasının yanında Türkçenin zengin söz varlığından örnekler barındırması yönüyle de dil tarihimiz açısından önem arz etmektedir.