Şebnem Gürler Oakman, ilk kitabında bize insan sıcaklığı ile dolu hikayeler sunuyor. Mutluluk, acı, hayal kırıklığı, umut, pişmanlık gibi temel duyguları yoğun bir şekilde yansıtan, hepimize tanıdık gelen, ısınıverdiğimiz karakterler ve tatlı-acı sürprizler barındıran, bir çırpıda okunduğu halde insanda buruk tatlar bırakan, düşündüren hikayeler. Akıp giden bir dil, detaylı olarak aktarılan atmosferler okuma keyfini arttırıyor.
Hikayeler ayrı olay örgüleri içerse de bazıları arasındaki bağlantılar ilgi çekici unsurlar olarak ön plana çıkıyor. Hikayelerin çoğunda yer alan kadın karakterler, toplumuzda kadın olmaya dair sıkıntılı meseleleri başarı ile ortaya koyuyor. Hikayelerin 1980'lerden günümüze uzanması, kırk yıllık bir süreçte yaşamlara tutulan bir mercek görevi görüyor.
Hikayeler her yaşa ve kesime hitap edecek, keyifle okunacak eserler olarak edebi dünyada yerlerini alıyorlar.