Kalem ve Kelâm' insanlık târihinde bilhassa da Müslüman insaların târihinde çok önemli bir yere sahiptirler. Çünkü insanlar birbirlerine meramlarını ya sözle yâhut kalemle anlatırlar.
İslâm'da bu iki kavrama büyük değer verilmekte, hattâ malûm Kur'ân-1 Kerîm'de kaleme yemin edilerek başlayan ve ismi de 'Kalem' olan bir sûre bile var: "Nûn. Kaleme ve (yazanların) onunla yazdıklarına andolsun ki (Rasûlüm) sen -Rabbinin lutfu sâyesinde aslâ mecnun değilsin." (Kalem, 1-2).
Kelâm; söz, lâfız, konuşma, nutuk, ilâhî söz, ilâhî emir, vahy, Kur'ân-ı Kerîm gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Kelâm ile alâ-kalı olarak bir de sohbet kavramımız var ki, eğitim ve irşad amaçlı, insanı Allah (cc)'a yönelten konuşmalar olarak da tarif edilir. Sâhib/arkadaş kelimesinin çoğulu olan Ashab' ile Sohbet aynı kökten gelir. 'Sohbet' kelimesinin sözlük anlamı dikkate alınarak Peygamber Efendimizin sohbetinde bulunan Müslümanlar için 'Ashabve 'Sahâbe' kavramları kullanılmıştır.
Tabii bugünkü tekniklerle, meselâ bilgisayar, cep telefonu, internet, görüntülü ve sesli cihazlar vs. ile bunlar bayağı gelişmiş bulunmakla beraber, her zaman 'kalem ve 'kelâm'ın yeri doldurulamaz. Çünkü öğren- menin en iyi yolu okumak ve dinlemekten geçer. Okunanlar kalem veya kalem mesâbesinde olan âletlerle yazılmış, dinleme ise sohbet eden veya ders anlatanın kelâmı ile olmaktadır
Öğrenmenin ve öğretmenin en önemli yollarından olan bu iki unsur, gözardı edilemeyecek değeri haizdir.