Kalem sadece hat ve hattatlar için olmazsa olmazlardan değildi elbette. Yazabilen, yazan, düşünen, mütefekkir, münevver, muallim ve daha eli kalem tutan her insan, her bilgin, her ressam için de bir elzem olan bir nesneydi kalem.
Kur'an nasıl Mushaf olurdu kalemsiz?
Şair, gönül dilini nasıl dökerdi çağlara?
Devirden devire nasıl gelirdi mısralar?
Sultanlar, nasıl ferman buyururdu uzaklara?
Kadılar, hükümlerini ne ile yazardı kader denilen ömür defterine?
Hâkimler, idam kararından sonra neyi kırardı, kalem olmasaydı?
Bilginler, formüllerini nasıl ulaştırırdı bu günlere?
Âşıklar sevdalarını mektuplarla ulvileştirebilirler miydi ya da gurbet, sılada anlaşılabilir miydi kalemsiz?
Kalem, gönle, kalbe tercümandı.
Kalem, duygulara tercümandı.
Kalem, maziye, hâle tanıktı.
Kalem, geleceğe atıftı.