Günümüzde dünya genelinde kamu yönetimi ve hizmeti anlayışında yaşanan paradigma değişimi, hizmet sunum sürecinde yeni uygulamaları gündeme getirmektedir. Küreselleşmenin de etkisiyle örgüt ve çevresel şartlardaki değişmeler de bu süreci adeta yönlendirmekte, özellikle gelişmekte olan ülkeleri sürece uyum sağlama konusunda ciddi baskı altına almaktadır.
Bu süreçte devletin kaynaklarının yetmediği noktalarda vatandaş tarafından talep edilen hizmetlerin etkin bir şekilde yapılmasını sağlayacak kamu özel ortaklıkları oldukça popüler olmaktadır. Bu kapsamda uygulanan projeler hem ekonomik hem de verimli bir hizmet sunumunun sağlanmasına ortam hazırlamaktadır.
Son yıllarda birçok ülkede oldukça yaygınlaşan kamu özel ortaklıkları modeli; kamusal mal ve hizmetlerin sağlanması amacıyla kamu ve özel sektörün farklı beklentileri çerçevesinde inşa edilen, kaynak ve risklerin bir sözleşmeye dayandırılarak dağıtıldığı/paylaşıldığı bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Modele ekonomik perspektifle bakarsak; kamu otoriteleri ile özel işletmeler arasında işbirliğini, altyapının finansmanını, inşasını, yenilenmesini, işletilmesi ve bakımı ile hizmetlerin sağlanmasını içeren sözleşmeler yapılarak uygulamaya geçilmektedir.