Ülkeler kendi tarihleri içerisinde kendilerine ait siyasi kültürler geliştirir. Kendilerine ait siyasi kültürleri olan gelişmiş ülkelerde istikrarlı ekonomik büyümeyi sağlayan özel kamu politika mantığı bulunur. Uluslararası sistemde ise Devletçilik ve Liberal olmak üzere başlıca iki tane temel küresel politika paradigması bulunur. Küresel ekonomide istikrarlı ekonomik büyümeyi sağlayan ve başarılı kabul edilen birçok ülkenin kamu politikası modeli vardır. Bu ülkelerden bazıları örneğin, ABD ve İngiltere gibi piyasa merkezli yani, liberal iktisat politikaları ile dünyanın en zengin ve güçlü ülkeleri olmuşlardır. Bu ülkelerden bazıları ise Fransa veya Japonya, Güney Kore gibi devlet merkezli politikalar ile dünyanın en başarılı ülkeleri olmuşlardır. Bu yüzden herhangi bir kamu politikası modelinin en iyi model olduğunu söylemek doğru olmaz.
Osmanlı-Türk toplumunda ise Tanzimatla birlikte iktisat düşüncesinde bireyciliğe geçiş yapılmış, önceleri Cavid Bey'in öncülüğünü yaptığı liberal iktisat politikaları tek kurtuluş çaresi olarak görülmüştür. Uygulanan liberal iktisat politikaları Osmanlı Devletine büyük zararlar verince, I Dünya Savaşı yıllarında devletçi politikalara geçiş yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde ise hızlı kalkınma ve sanayileşmenin gerçekleşebilmesi için devletçi ve liberal iktisat politika politikalarına başvurulduğu dönemler olmuştur. Ancak, Osmanlı'nın sanayileşmeye başlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu "Müslüman-Türk bireyi" veya "Milli Girişimci Sınıflar" Osmanlı toplumunda bulunmadığından, ayakları yere sağlam basan rasyonel bir iktisadi birey veya firma modelinin inşası Cumhuriyeti kuranlara bırakılmıştır.