Bir tipolojinin sosyolojik olarak bedenlenmesinde, toplumun ona yükle-diği sosyo-kültürel, dini, ekonomik gösterge ve anlamlar oldukça önemli olmaktadır. Toplumsal algı ve kurgulardan, yaşam tecrübelerinden, kültürel ve tarihsel hafızanın artalanından beslenen bir üretim süreci neticesinde kanaat önderi tipolojisi, varlığını, toplumun hemen her alanında konumlandırmaktadır. Özellikle tarihsel rezervlerin, gündelik yaşamın pratikleriyle her gün yeniden işlenerek insan ilişkilerine servis edilmesi, kanaat önderlerinin "gelenek"ten beslenmelerini sağlayıcı önemli bir etkendir. Böylelikle kanaat önderi tipolojisi, kültürü de arkasına alarak, toplumun her alanına bir şekilde temas etmektedir.
Geleneğin, sosyo-kültürel, dini vb. değerler üretmekle kalmayıp kendisinin bizatihi bir değer arz ettiği Türkiye, modern düşüncenin fırtınasından nasibini almış ve almaya devam etmektedir. Her yöresinde farklı kamusallık ve gelenekler üretilen Türkiye, hem modernitenin hem de yerel olan değerlerin gerilimli bir ilişkisine sahne olmaktadır. Bu gerilimden dolayı, gerek kamusal gerekse özel alandaki ilişkilerin yapısında önemli dönüşümler yaşanmaktadır. Ancak modernizmin düzleştirici doğasına mukavemet eden pek çok veriyi bünyesinde tutan Türkiye'nin her yöresinde, bölgesinde farklı kurumsal kimlikler mevcuttur. En temelde yakın, yüz yüze ilişkilerin ürettiği farklı birliktelikler ve bu birlikteliklerden hâsıl olan birbirinden farklı biçimlerde kurumsallaşmış rollerin varlığı görmezden gelinmemelidir. Doğu Anadolu da böylesi farklı kamusallıklar ve kurumsal tiplerin (kanaat ön-deri gibi) hayat bulduğu bir yerdir. Genel çerçevede Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üretilmiş ve devam eden bir liderlik tipini ele almak, geleneğin nasıl devam ettirildiği ve tahkim edildiğini görmeyi mümkün kılmaktadır.