Güneşli bir bahar gününün korku ve umudu yükleneceği bir seher vaktinde omzuna yüklenen sefer sorumluluğu ile birçok kez ölümün ecel teri döktürdüğü ruhsal kıyamete eşlik etmenin ve hayatı aramanın ilginç bir hikâyesi onunki…
Kara bulutların her yeri kapladığı kış günlerinde kan çiçeği büyütür gibi özlem ve hasrete yoldaşlık etmektir asıl olan. Ve geleceğe dair planların artık o kadar da uzun bir zamanı kapsamadığı günlerde ebediyete koştuğunun farkında olarak bir dava uğruna umuda yolculuğun çıkış hikâyesidir Abdullah'ın hicreti ve ricatı…
Kardeşine acımanın ve düşmanına öfkenin zirvesinden merhameti ve metaneti elden bırakmadığı, en yakındakinin ihanetinden en uzak olduğunu düşündüğü kişiden sadakat devşirmeye varıncaya kadar bir uçtan diğer uca yolculuktur artık yaşananlar…
Toprağın artık başka başka koktuğu, arşa çıkan feryatlara eşlik eden adalet umudunun varlığından başka sığınılacak bir limanın olmadığı bir anda dirilişin muştusu gibi gelen güzel haberlerin yeniden yeşerttiği bir hayatın mucizevi neşesidir Bahar…
Ve solgun bir bedene vuran gün ışığının veyahut gece ay ışığı altında alınlarda parlayan kanın yalazıdır tırnaklarını toprağa geçirerek de olsa yaşama tutunmanın gerekçesi. Bir bahar sürgününün; ülkeler, şehirler dolaşıp bin bir çileye eşlik ettikten sonra cennete açılan çiçekli bir yola vardığı ilginç bir kahramanın yalnızlığına yoldaşlık etmenin heyecanıdır Kanbahar…