Hayatı kolaylaştıran ve yaşam kalitesini artıran bilimsel ve teknik ilerlemelere rağmen, kanser bir hastalık olarak modern dönemin en önemli sağlık riski olarak karşımızda durmaktadır. Bu riskin nedeni, bizzat modernleşme ve modernleşmenin insanlara sunduğu sınırsız imkânlar ve bu imkânların öngörülemeyen sonuçları olarak düşünülebilir. Modern dünya aklın ve bilimin öncülüğünde kurgulanmasına rağmen, kanser gibi hastalıkların küreselleşmesine engel olamamaktadır. Şüphesiz ki kanserin küreselleşmesi ekonomik sistemlerin, kültürel dünyaların, siyasi düşünce ve eylemlerin eklektik olmasıyla bağlantılıdır. Bu bağlantı gündelik rutinleri homojenleştirmekte, yerel anlatıların yerini kültürler üstü akışkan mikro söylemlere bırakmakta ve tüm insanları popüler değerler sarmalı içine çekmektedir. Bu bağlamda sağlık ve hastalık olguları, hem küresel ve popüler değerler üzerinden tanımlanmakta hem de bu değerlerin sonucu olarak deneyimlenmekte ve tarihin her dönemi kendine has özelliklerine bağlı olarak belli hastalıklarla anıldığı gibi (örneğin Ortaçağda veba) günümüzün tarihsel ve sosyolojik koşulları da diğer hastalıklara göre kanser hastalığını ön plana çıkarmaktadır.
Kanser Sosyolojisi Bağlamında Hastalık Deneyimi ve Hasta-Yakın İlişkisi isimli bu çalışmanın konusu, kanser hastalarının hastalık deneyimleri ve hasta-yakın ilişkisidir. Çalışmanın amacı, sorunsallaştırılan konuya bağlı olarak, yaşanmış bir deneyim olan kanserin hastalar tarafından nasıl deneyimlendiği ve hastalık sürecinde hasta-yakın ilişkisinin (kansere bağlı olarak) nasıl şekillendiğidir. Çalışma yetişkin kanser hastalarının, hastalık deneyimleri ve hastalık sürecinde hasta-yakın ilişkisinin sosyolojik bir bakışla irdeleme amacını taşımaktadır.