Süregelen şiddetli bir savaşın ortasındasınız. Derme çatma bir siperde bekliyorsunuz ve ne kadar olacağını bilmediğiniz bir süre sonra düşmanla burun buruna geleceksiniz. Beklerken uyuyakaldınız ve size mutluluk veren bir rüya görmeye başladınız. Belki hayallerinizi süsleyen zenginlik, belki bir ömür peşinde olduğunuz şöhret, saygınlık veya başarı duygusu, belki de hayatınız boyu arzu ettiğiniz başka bir hedef avuçlarınızın içinde... O kadar mutlusunuz ki gördüğünüz rüyada, bunların gerçek olduğuna inanmaya başladınız. Tam da bu esnada düşmanın yaklaştığını fark eden birilerinin sesleri yükseliyor siperin içinde. Uyumaya devam ederseniz sahte bir mutluluğun içinde kısa zaman sonra yok edileceksiniz; fakat uyanırsanız çarpışacaksınız ve hem kendi hayatınızı hem de siperin gerisinde bekleyen insanların hayatlarını kurtarma fırsatınız olacak. Uyandırılmak ister miydiniz? ""Külün ateşten korkmak için bir sebebi kalmış mıdır ki?" diye mırıldandı gözlerimin içine bakarak..." Serinin ilk iki kitabında oyunun kurallarını öğrenen ekip üyeleri nihayet kapıyı aralayıp son sahnedeki planla yüzleşiyorlar. Ateşle toprağın kadim savaşında ekip bir seçim yapmak durumunda: Vakit kaybetmeden çarpışmaya başlamak, siperde uyuyakalmış diğer insanları uyandırmak ya da geri adım atıp güzel bir rüya görebilme ümidiyle tıpkı diğerleri gibi uykuya dalmak... Kapı: Tarihe not düşülüyor... Kitapta bahsi geçen kişi ve olaylar hayal ürünü olmakla beraber, hatırda tutulması gerektiği üzere; var olan her şey gibi hayal gücünün de bir sınırı vardır.