Doğu Avrupa'da 1989'dan bu yana ortaya çıkan siyasi altüst oluşlar ortadayken Marksizm ve Marksist ekonomik teori hâlâ bir anlam taşıyor mu? Bu ülkelerin pazar ekonomisine dönmeleri açıkça Marksizmin iflası anlamına gelmiyor mu? Sürekli olarak sorulan bu sorulardan yola çıkan Kapitalist Ekonominin Temelleri, Marksist ekonomik teoriyi en açık seçik, en yalın biçimde sunarak kapitalist toplumun çağımızdaki gerçeklerinin çözümlenmesinde Marksist ekonomik yaklaşımın ortaya koyduğu zenginliği sergiliyor. Marksist yaklaşımın 'eskimek' şöyle dursun, günümüz dünyasının anlaşılması için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyarak bu çerçeve içinde günümüzün başlıca sorunlarını tartışıyor: Verimlilik yarışı, "tüketim toplumunun" sınırları, çalışma süresinin azaltılmasına karşı direnç, sermaye ile ekonomik gücün birikimi, pazarlama, üretimin uluslararasılaşması, meta üretiminin genişlemesi, reklam salgını, ekonomide devlet müdahalesi, ekonomik bunalımlar ile işsizlik, "Üçüncü Dünya"daki yoksulluk... Kitap liberalizmin köklü bir eleştirisiyle sonuçlanıyor: "İşçilerin kapitalist sömürüye karşı yürüttükleri mücadele, her türlü liberal ideolojiye karşı ideolojik mücadeleyi de zorunlu kılıyor.".