Bir yolunu bulup ikiliği dile getirmek isterdim; öyle bölümler ve cümleler kaleme almak isterdim ki, melodi ve karşı melodi aynı zamanda kendisini açığa vursun içlerinde, her çeşitliliğin yanıbaşında 'bir'lik, her şakanın yanıbaşında bir ciddilik sürekli yer alsın. Çünkü beni yaşatacak budur yalnızca, iki kutup arasında dalgalanmadır, dünyanın her iki temel direği arasında gidip gelmelerdir. Dünyanın o mutlu renkliliğine durmadan hayranlıkla işaret etmek, yine durmadan bu renkliliğin temelinde bir birlik ve bütünlüğün yattığını anımsatmak istiyorum. Sürekli olarak şunu göstermek istiyorum ki, güzel ile çirkin, aydınlık ile karanlık, günah ile kutsallık yalnızca bir an için birbirinin karşıtı kimliğiyle açığa vurur kendini, bunun dışında her zaman iç içedirler."
Hermann Hesse'nin 'Yaşlılık dönemine kadar yazdığım en iyi kitap' diye nitelediği Kaplıcada Bir Konuk, bir hastanın ruhunu inceliyor; Hesse'nin kendi sözcükleriyle, itiraflarından en kişisel, en ciddi olanlarını içeriyor.