Marksist-Leninist politik ekonomi de bütünleşmiş dünya ekonomisi kavramı kullanılır. Marksistler bütünleşmiş dünya ekonomisinden, eşitsiz gelişme yasası, sürekli değişken olan güçler dengesi temelinde yükselen bir dünya ekonomisini anlarlar. Bu nedenle emperyalistler arası çelişkileri talileştiren ve Kautsky'nin ultra-emperyalizm'nden başka bir anlam taşımayan bütünleşmiş dünya ekonomisi ile Marksistlerin kullandığı ve emperyalistler arası çelişki ve rekabeti ; eşitsiz gelişmeyi esas alan bütünleşmiş dünya ekonomisi arasında sınıfsal görüşü farkı vardır ; ilkin içeriği reformizmdir, ikincisinin içeriği ise devrimcidir. Ilki, tek tek ülke ekonomileri ne olacak sorusuna, örneğin emperyalist ülkeler arasındaki rekabet ne olacak sorusuna cevap veremez. Bütünleşmiş dünya ekonomisi anlayışı kaçınılmaz olarak tek tek ülkeler, ekonomiler, tek tek tekeller arasındaki rekabeti dışlar. Yani rekabet edile edile rekabet edecek karşı bir güç kalmamıştır, ülke ekonomileri, tekeller, sermayeler tek bir bütünlük olarak, tek elde birleşmiştir. Böylece dönüp dolaşıp yine Kautsky'ye geliyoruz: bütünleşmiş dünya ekonomisi, ''ultra-emperyalizm''dir. Bütünleşmiş dünya ekonomisi doruk noktasına, örgütlenmiş haline Kautsky'nin ''ultra-emperyalizm''inde ulaşmış olur. Bütünlüklü birleşik dünya ekonomisi, tek bir emperyalizm oluyor. Bu da Kautsky'ciliktir ve ya Negri'nin İmparatorluğu'dur.