Duraklar hayatın evreleri gibi geliyordu Sema'ya. Her duraktan birilerini alıyor bir şeyler bırakıyordu tramvay. Tıpkı insanlar gibi. Onlar da her evrede kendilerinden bir şeyler bırakıyor, yeni şeyler ediniyorlardı. Hep bir dolup boşalma yaşanan bir süreçti hayat. Yükleri doğru zamanda bırakmak rahatlatıyordu insanları. Çok doldurup, hiç boşaltmadan geçen yaşamlar yükü arttırıyordu. Artık oturacak yer kalmayan vasıta gibi kalplerde yükten başka bir şey kalmıyordu…
Çünkü insan hep en yakınındakini suçlamakta oldukça mahirdir. İlk kaybedilen, ilk feda edilen nedense hep en yakındaki, hep bize en değer veren oluyordu…