İşletme yöneticilerinin takdir haklarını finansal bilgi kullanıcılarını yanlış yönlendirmek, yanıltmak amacıyla kullandıkları zaman, işletmenin faaliyet sonuçlarını ve performansını gerçeğe uygun olarak yansıtması beklenen mali tablolar, işletme yönetiminin arzu ettiği sonuçları göstermektedir. Bu durum, literatürde kar yönetimi uygulamaları olarak adlandırılmaktadır. İşletmeler çeşitli avantajlar sağlamak adına karı yönetme eğiliminde olmaktadır ve bu durum finansal skandalların oluşmasına neden olmaktadır. 2000'li yıllarda meydana gelen finansal skandalların ardından bağımsız denetimin gerekliliği ve bağımsız denetimin kalitesinin iyileştirilmesi kavramları gündeme gelmiştir Denetim kalitesinin ölçütü olarak ise denetim firmasının büyüklüğü, kurumsal yönetim ilkeleri, denetime ayrılan saat, bağımsız denetçinin karakteristik özellikleri, denetim ücreti ve denetçi rotasyonu gibi çeşitli göstergeler kullanılmaktadır. Özellikle ABD'de 2001 yılında meydana gelen Enron skandalı sonrasında zorunlu denetçi rotasyonu kavramı ön plana çıkmış, ABD ve AB ülkelerinde denetçi ve firma düzeyinde zorunlu rotasyon uygulamalarının fayda, maliyet ve etkilerine yönelik birçok çalışma yapılmıştır. Söz konusu bu çalışmada denetim görüşü ile denetçi rotasyonları arasındaki ilişkiler araştırılmıştır.