Sabir Rüstemhanlı'nın bu eşsiz destanının mısraları arasından nice kahramanlar, alpler, erenler geçip gidiyor. Bütün bu tarihi şahsiyetler, kahramanlar Şuşa'yı yeniden fethetmeye yürüyen yiğitlere sanki yeni bir güç veriyor. Bunun yanında tarihî faciaları da yâd eden şair sanki askerlerin kısas hissini derinleştirmek, askerlerin Şuşa kayalarına diş ile tırnak ile de olsa tırmanıp çıkmalarını sağlamak ister gibi Hocalı faciasından, Daşaltı faciasından bahsediyor, erlerin öfkesini bileyliyor adeta.
Öyle mısralar var ki bir an şairin de bu yürüyüşe katıldığını, askerlerle birlikte Şuşa'nın yalçın kayalarına tırmandığını düşünüyor okuyucu:
"Kollarını boynuma sıkı dola, bırakma,
Seni çıkaracağım, kayalar buz olsa da!
Yaran da sağalacak Şuşa'nın havasıyla,
Birlikte gideceğiz bu yol sonsuz olsa da!"