Acılar ve ayrılıklar nasıl günlere yayılırsa, mutluluk ve aşk da anlara yayılır. Aşk andır, kısadır, kesintilidir. Ayrılık saatlerdir, günlerdir, kesintisizdir. Aşk parçadır, ayrılık bütün. Doğrudan kalbe verilen kısa şoklar gibidir aşk. Beden kalpten başlayarak kasılır, sarsılır. Bazen verilen aşk kalbe fazla gelir. Âşık kaybedilir. Bazen de tam dozundadır, yeterlidir. Bu gibi durumlarda âşık salisenin binde biri bir zaman diliminde uyur, uyanır. Görülen yeniden görülür, duyulan yeniden
duyulur. Yaşanılan yeniden yaşanır.
Sinan Sülün, işsizliği, çeyrek biletleri, bir pelikanın ürperen tüylerini, uzun yolu, eski tanışları, inmeyen şişlikleri anlatıyor. Sakin ve iyicil, içli serzenişler... Âşıkken dünya daha hızlı döner. Karahindiba, genç sesli, usta işi öyküler. Zamanın ruhu, çıkışsızlığı, ümidi, ürkek dokunuşları...
Numan, paspas atıyor dünyanın yaralarına. Baharın insanı sarhoş eden kokusu var sayfalarda.