İki Türkmen Hanedanı: Karakoyunlular ve Akkoyunlular
14. yüzyıl ortalarına doğru İran ve Doğu Anadolu'nun doğusunda siyasi hayatına başlayan iki devlet: Karakoyunlular ve Akkoyunlular… Onların mücadelelerini sadece siyasi olarak değerlendirmek, bu iki Türkmen aşiretinin Türk tarihine yaptığı katkıyı kavrama noktasında yetersiz kalacaktır. Karakoyunlu ve Akkoyunlu mücadeleleri sadece iki aşiretin mücadelesi olarak yorumlanmamalı, Anadolu ve İran coğrafyasının Türkleşmesinin hızlanması açısından da oldukça kritik bir yere sahip olduğu muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
Her ikisi de Oğuz boyunun farklı aşiretlerinden oluşuyordu ve İlhanlı Devleti'nin bölgedeki hâkimiyetini kaybetmesiyle ortaya çıkmışlardı. Anadolu topraklarında Osmanlı Devleti, Kadı Burhâneddîn, Mutahharten, Memlûkler ve diğer beylikler arasında hâkimiyet mücadeleleri devam ederken Karakoyunlular ve Akkoyunlular yaşam sahalarını genişletme çabalarına devam etmişlerdi. Onların hâkimiyetleri neticesinde birçok Türkmen aşiret bölgeye yerleşmiş ve hatta bunların bakiyeleri tarafından İran'da Safevî Devleti kurulmuştu. Bugün Iğdır ve Kars başta olmak üzere Doğu Anadolu'nun bir kısmında, İran ve Azerbaycan'da kullanılan Azerîce denilen doğu Oğuz veya Türkmen lehçesi, bu iki siyasi oluşumdan kalan miraslardandır.
Muhsin Behrâmnejâd bu eserini, İran'da Kitab-ı Diyarbekriyye, Tarih-i Âlem Ârâ-i Eminî ve Cevâhirü'l-Ahbâr gibi dönemin en önemli kaynaklarını dikkate alarak hazırlamıştır. Serdar Gündoğdu ile Ali İçer, tercümeleriyle ve notlarıyla eseri Türk okuruna sunmak için son hâline getirmiştir.
Karakoyunlular – Akkoyunlular bu devletlerin siyasi teşekkülleri konusunda sade, kısa ve birinci el kaynaklara dayanan çalışma ihtiyacını karşılama noktasında vazgeçilmez bir başucu eseri olacaktır.