İnsanlığın zekâsı doğayı baştan yaratacak şekilde gelişti. O kadar geliştik ki artık doğaya ihtiyaç duymuyor, yemek yemeden, uyumadan ve barınma ihtiyacı hissetmeden yaşamımıza devam edebiliyorduk. Bunun üzerine doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca bambaşka bir savunma mekanizması geliştirdi. Bu savunma mekanizması insan zekâsının asla anlayamayacağı türden bir savunma mekanizmasıydı. Doğa insanların en derin korkularını analiz ederek açığa çıkarıyor ve insanları korkudan öldürene kadar bu dehşete maruz bırakıyordu. Bilinçsiz sandığımız doğa artık bilinçliydi ve bizi öldürene kadar bir kukla gibi oynatıyordu. Bizi en derin korkularımızın olduğu evrene sürükleyip sonsuza kadar buna maruz bırakıyordu. Binlerce insan en derin korkularının içinde sonsuza kadar hapsolmuş durumda.
Söylenene göre her akşam saat 20.00′ de herhangi bir sokak lambasının altında beyaz şapkalı bir adam belirir. Eğer karşılaşırsanız kendisine her soruyu sorabilirsiniz ancak şapkalı adam size cevap verdikçe önce sesi ve yüzü daha sonra ise her şeyi size benzeyerek yerinize geçiyormuş. Yerinize geçmeyi ben iste… Beyaz şapkalı adam yerinize geçmek istemiyor ancak bunu siz hak ediyorsunuz hak ediyorsunuz hak ediyorsunuz.