"Koltuktan kalkan tozlar mikro ölçekte büyüklü küçüklü dağılıyor dört bir yana. Büyük patlama. Yeni bir evren genişliyor. Merkezinde biz, bizim etrafımızda yıldızlar, gezegenler, gök taşları, süper novalar. Her şey, her şey…
Perdeler kapalı. Kapı kapalı. Dışarıda bilmem hangi mevsim. Bu koltuğun üstünde bir ben varım bir de sen. Kimsesiz ama iki başımıza. Elini tutuyorum. Üşenmeden, heyecanla başlıyorum elini tuttuğum yerden. Elif be ce..."
İlke Mırık'ın ikinci kitabı Karantinapolis sekiz adet öyküden oluşuyor. Öyküleyenler ve öykülenenler, günlük hayatın durmaz sızısına küçük ve kişisel başkaldırılarını anlatıyorlar. Hayatı değiştirmek bazen yalnızca hayâl etmekle, bazen başkasının hikâyesine inanmakla, bazen evin içinde bir dünya kurmak, bazense kapıdan dışarı o ilk adımı atmakla başlıyor.