Kentlerde, yüksek binalar yüzünden belki, günışığının erişemediği yerler vardır. Sokak çocukları oralarda yaşar, belleklerde hiçbir zaman bireysel bir yer edinemeyen yüzleriyle… Bu yüzler arasında ayakta kalmaya çabalayan, kendi yollarını bulmaya çalışan iki çocuk: Tamer ve Murat. Zaman içinde yarattıkları, gittikçe büyüyen bir örgüt: Kardeşlik. Öldürülen bir gazeteci ve ülkeyi ayağa kaldıran bir terör eylemi, kardeşinin katillerini arayan genç bir kadının tetikleyeceği kanlı takibin yalnızca ilk adımları olacaktır.
Barış Müstecaplıoğlu'nun son romanı Kardeş Kanı, sokaktaki şiddeti ve bundan faydalanan organize suç örgütlerini işliyor. Yazar, artık görmeye alıştığımız ve belki de gittikçe duyarsızlaştığımız sokak çocuklarına, nefes nefese okuyacağınız bir polisiyeyle dikkat çekiyor.
Kardeş Kanı, son derece başarıyla kurgulanmış, işlediği konu kadar sert, sürprizlerle dolu bir roman.
Ezilmiş çocuklardı hepsi. Canları yakılmış çocuklar. Kaybedecek bir şeyleri olmadığı için çok sağlamdılar. Acıya fazlasıyla dayanıklıydılar. Onlara sunduğumuz yeni bir hayat fırsatına karşılık sadakatlerini satın alıyorduk. Murat, birlikte olduğunuz sürece sizi kimse itip kakamayacak diyordu onlara. Haklıydı da. Biz de onlar sayesinde kimsenin yan gözle bakamayacağı bir örgüt olmaya başlamıştık. Bu çocuklara kardeşler dedik. Kurduğumuz yapıya da Kardeşlik.