En ilkel şekliyle mezhepler, İslam'ın anlaşılma ve yaşanma biçimleri olarak tanımlanabilirler. Tıpkı diğer mezhepler gibi Hz. Peygamber ve raşid halifeler döneminde izine rastlayamadığımız Şiîlik, zaman içerisinde belli aşamalardan geçerek şekillenmiştir. Bu yapının; İmamiyye, İsnaaşeriyye ya da Caferilik adıyla bilinen kolu, Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki siyasi kavgadan sonra İran ve Azerbaycan'da, Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinden sonra da Irak'ta yayılma ve geniş kitlelere ulaşma imkanı bulmuştur. Öyle görünmektedir ki; hem ulusal hem de uluslararası devlet desteğini elde ettiği sürece, gelecek kuşaklar da bu oluşum hakkında konuşmaya devam edeceklerdir. Elinizdeki kitap, söz konusu yapıyı tanımak için yapılan çalışmaların okuyucuya takdim edilmesini hedeflemektedir.