22. yüzyılın ilk günleri, Kuzey Avrupa ülkelerinde yoğun kar yağışı altında başlamıştı. Geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren küresel sıcaklık artışıyla boğuşan dünya insanları, bu kez yeni bir tehdit altındaydı. Sera gazları emisyonu ve sıcaklık artışı, atmosferde kararsız bir yapı oluşturmuştu. Aşırı sıcaklık ve basınç farkından dolayı, kavrulup çölleşen dünya, bu kez korkunç fırtınalarla sarsılmaya başlamıştı.
Kuzey ülkelerinde başlayan yeni iklim krizi, bölge insanlarını güneye göçe zorlamıştı. Okyanuslardaki sıcak su akımları, kuzey kutbundan gelen soğuk havayla karşılaşınca, yoğun kar yağışları insanları güç durumda bıraktı. Küresel sıcaklığa metabolizmalarını adapte edebilen bölge hayvanları bile içgüdüleriyle yaklaşmakta olan kâbusu hissederek, ılıman bölgelere çekilmeye başlamışlardı.
"Hadi ya! Kutup ayılarının Bolu Dağları'nda işi ne?"
"Ben de inanmamıştım ama Profesör Cem Bey, olabileceğini söyledi. Geçen yüzyıl, Kuzey Kutup bölgelerinde buzullar eriyince, bölge hayvanlarının daha serin bölgeler aramak için güneyde yüksek dağlara göç edebileceklerini söylemişti. Beyaz ayıların da Kafkas Dağları'ndan ülkemize girip, yüksek dağlara konuşlanmaları çok olası!"
Genç Serkan, bu yanıttan pek tatmin olmadı.
"Kuşları anlarım da koskoca ayıların o kadar yolu gidebilecekleri biraz mantıksız geldi bana. Üstelik dağda hiçbir yaban hayvanına rastlamadık."
"Haklısın rastlamadık ama unutma, hayvanlar da bizim gibi beslenmek zorunda. Dağ köylerinde yiyecek canlı bulamayınca, yerleşim yerlerine yönelmeye başladılar. Yakında VİBA kentler çevresinde beyaz ayılar görürsen hiç şaşırma."