Kürsüleşme yoluyla bilimsel yaşamına Avrupa'da 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan karşılaştırmalı edebiyat daha sonraları Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere diğer birçok ülkede etkinlik kazanırken, Türkiye'de birkaç bireysel girişimin dışında kurumsal veya akademik bir kimlik kazanamadığı gibi isminden de sıkça söz ettirememiştir. Halbuki başta dil ve edebiyat bölümleri olmak üzere günümüz çeşitli akademik ve öğretim programlarında karşılaştırmalı uygulama örneklerine sıkça rastlamak olasıdır.
Karşılaştırmalı edebiyatı sorunsal kılan yalnızca onun tanımı, doğası ve işlevi değil, aynı zamanda karşılaştırma biçimleri ve yöntemleridir. Çünkü, karşılaştırmalı edebiyat yalnızca ortak özellikler ve analojilerin ortaya çıkarılmasına yardım etmez, aynı zamanda gelişen ulusal edebiyatlar arasında ki farklılıkları da söz konusu ederek ortaya çıkarır. Dahası aynı ulusal edebiyat içerisindeki benzerlik ve farklılıkların incelenmesini de içerir. Yani Henry H. Remak'ın da ifade ettiği gibi, karşılaştırmalı edebiyatın görevlerinden biri de; "bir ulus içindeki dikkate değer farklı kültürlere veya farklı toplumlara özgü iki ya da daha fazla kültürel veya dilsel unsurlara sahip dönemlerin, ekollerin, akımların, türlerin, metinlerin ve bilinen yazarların bir bütünlük ortaya koyacak biçimde bir araya getirilmesi veya karşılaştırmalı incelenmesidir."