Kaşgarlı Mahmut, bilinen en eski Türk dili araştırmacısıdır. Kendisinden önce yapılmış benzer bir çalışma olmaksızın, Türk dilinin ilk sözlüğünü yazdı ve dilbilgisi kurallarını ortaya koydu. Eserinde aynı zamanda Türk töre ve geleneklerine, Türk şiirine, atasözlerindeki Türk felsefesi ve dünya görüşüne,
spordan yemek adlarına kadar, Türklüğe ait günlük hayatın akla gelebilecek nesi varsa yer vererek bir Türkiyyat ansiklopedisi meydana getirdi.
XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut, Divânü Lugâti't-Türk'üyle, Büyük Selçuklu idaresi ve önderliğinde bütün bir Müslüman âleminin Türk asrını yaşamakta olduğu müjdesini verdi. Kaşgarlı'nın en az eseri kadar zengin ve ilginç yaşam öyküsünde, bu dâhi Türk âliminin çok çeşitli yüzlerini görürüz: Karahanlı hanedanlığı soyundan gelen ve ailesinin uğradığı toplu suikast sonucu anavatanından uzaklaşan asil bir mülteci. Yıllar boyunca il il Türk topraklarını gezip bilgi ve malzeme toplayan bir antropolog. Melikşah'ın zevcesi Terken Hatun'a müteşekkirliğini belirten methiyeler yazan bir şair. Eserini halifeye sunduktan sonra memleketine dönüp talebe okutan bir müderris. Öldükten sonra türbesi sayısız Türk'ün uğrak yeri haline gelen bir evliya.
Üstadın hayatını yüzyıllar sonra bir memleketlisi, yaşadığı toprakların dili olan Uygur Türkçesinde bir roman hâlinde kaleme aldı. Çin yönetimi altındaki Doğu Türkistan'da yayınlanmasıyla daha da büyük bir anlam taşıyan bu romanın, Türk dilini ve Türk bilincini daha ileriye taşıyacak nesiller yetişmesine katkıda bulunması dileğiyle...