Peygamber Efendimiz'i sevmek İslâm inancının temeli, özü ve gereğidir. Sevmeden inanamaz, inanmadan sevemezsiniz. Diğer peygamberler, ehl-i beyt, sahabe sevgisi ve Müslümanların birbirini sevmesine dair İslâmî birikim, iman ve ahlakın muhabbetle olan kopmaz bağını gözler önüne sermektedir. Ama illâ Muhammed-i Mustafa'nın muhabbeti özel bir yerde durmaktadır. Çünkü Allah'ı tanımanın, sevmenin yolu ondan geçtiği gibi, diğer bütün sevgilerin de ana ilkesi Hazreti Ahmed Muhammed Mustafa'dır.
Hak, kendinin tanınmasına meyl ü muhabbet ettiğinde ilk zuhur eden Efendimiz'in hakikatidir. Tüm mevcudat, mertebeler üzere bu muhabbetten zuhur etmekte, muhabbetten payını da bu mertebeler üzere almaktadır. Dolayısıyla mevcudatın hakikati muhabbettir yani Hazreti Muhammed. İşte insanın kendisini bilmesi, mevcudatı ve varlığı idrak etmesi, bu muhabbetin bir ucu olan iman ipinden tutup Efendimiz'e bende olmakla başlar. Nihayeti ise gayrıdan varlığı nefy ile muhabbetin aslına vuslat; Hakîkat-i Muhammediyye'ye ve sırf/Zâtî muhabbete kavuşmaktır.
Ashâb-ı kirâm'dan günümüze nice kâmil âşık-ı sâdıklar, Muhammedî muhabbeti arayan, ona susayan gönüllere muhtelif şekillerde bu bereketi taşımışlardır. Bu muhabbetin kendisinden feyezân edip taştığı, kelama ve kaleme geldiği isimlerden biri de, Mudariyye, Hemziyye kasideleriyle de bilinen ancak en fazla Kasîde-i Bürde ile tanınan İmam Bûsîrî'dir. Efendimiz'in muhabbetine bürünen Bûsîrî… Yazıldığı dönemden itibaren uşşâk-ı Muhammedî'nin virdi haline gelmiş olan bu manzum metin, firak derdinin ilacı olmak yanında, maddi hastalıkların da devası olarak görülmüş, tecrübe ve istifade edilmiştir. Şifa ve aşk ile okurlarını, taliplerini bürümüştür.
Kasîde-i Bürde üzerine çeşitli İslâm dillerinde onlarca şerh yazılmış, 15. yüzyıldan günümüze kadar yirminin üzerinde Türkçe tercüme kaleme alınmıştır. Elinizdeki çalışma, bu manzum tercümelerin meşhurlarından on dokuzunu ve bir kısa şerh metnini kapsamaktadır. Beş yüz yıllık geniş bir tarih dilimini içine alan tercümeler dizisi, karşılaştırmalı biçimde okunabilecek şekilde düzenlenmiştir. Böylece Kasîde-i Bürde metniyle birlikte, her biri irfan dünyamızın yıldızlarından olan mütercimlerinin muhabbet ve marifet müktesebatı da gözler önüne serilmiş olacaktır.