Çetin Düzce'nin geniş bir zaman dilimi içinde yazmış olduğu yazılarını bir kitap haline getirmesinden memnuniyet duydum. Yazılarını dikkatle okudum. Aslında yazılar bir önsöze yer bırakmayacak kadar kendi kendini anlatıyordu.
''Kişilik'' başlıklı yazıda kişiliği tanımlıyordu:
"Kişilik insanların birbirlerinden ayrı kılan, kendisine ve etrafına bakış açıları, insanlarla ve toplumla kurabildiği ilişki ortamı ve tepkilerini kapsayan çeşitli durumlarda kendini gösteren ruhsal, düşünsel ve bedensel özellikleri o insanın kişilik durumunu ortaya koymaktadır."
Peki onun bitmeyen yürüyüşü neydi, onu da ilgili ve meraklı olduğu siyaset üzerinden tariflemekteydi:
"Evrensel dünyanın gerekleri olan, katılımcı demokrasiyi özümseyen, adaletli gelir dağılımını sağlayacak istihdamı arttıran ekonomik ve sosyal tedbirler alan çalışmalar yapmak. Ve iş ekmek özgürlük olgusu doğrultusunda oluşacak politikalar ile geniş halk kesimlerini yanına alarak iktidar hedefine yaklaşmak olmalıdır."
Saydamlığın yaşamda en önemli güç olduğuna inanageldim. Her şeyi siyasetin belirlediği ve dönemlere göre dans etmenin alışkanlık haline geldiği Türkiye'de saydamlık yaşamın esas ilkesi hiçbir zaman olamadı. Bu nedenle Türkiye'de yazıların tümünün olduğu gibi yayınlayacak bir saydamlığa da pek rastlanmaz.
Eski öğrencim Çetin Düzce'yi geniş bir zaman dilimi içinde yayınladığı yazılarını bir kitap haline getirmekteki saydamlığından dolayı kutluyorum.
Yazı kişiliğin aynasıdır çünkü…
Prof.Dr.Mehmet Altan