Doktor Hamit Hüsnü Bey; dalgaların, vapurun yolcuların çıkardıkları sesleri dinlemeye başladı. Bir ritim yakalamaya çalışıyordu. Doğada her şeyde bir musiki vardı.
Bebek ağlamalarında, rüzgârda, motor gürültüsünde, genç kız kahkahalarında, yağmurun sesinde, güvertede attığı adımlarda... Bütün bu seslerden bir uyum yakalamaya çalışıyor, zihninde bir beste oluşturuyordu. Haklıydı Hasan.
Dinlenmeliydi artık. Omuzlarında, ilk kez bir Osmanlı futbol kulübünün Çar'ın ülkesine seyahatinin sorumluluğu vardı. İlk seyahatti bu. Son seyahat olacağını, yakında Çar'ın da Sultan'ın da bir ülkesi olmayacağını bilmiyordu.