Taiap ve Ubıhça nadir bir kuş türü veya ölmekte olan bir mercan kayalığı olsaydı, belki daha fazla insan onların içinde bulunduğu durumu bilir ve endişelenirdi. Ancak dünyanın her yerinde birçok benzersiz yerel dil, daha önce hiç görülmemiş bir hızla ölüyor. Bunu çok az insan biliyor veya önemsiyor.Peki, bu seslere ne oldu?Bu kitap dillerin neden ve nasıl yok olduğunun dramatik hikâyesini anlatıyor…
Kaybolan Sesler,bu gidişatın ürkütücü olmanın ötesinde anlamlar taşıdığını savunur. Dillerin kaybolması ve çevre sorunları arasındaki bağlantıyı öne çıkarır, kaybolan dillerin aslında dünya çapında yıkılmak üzere olan ekosistemin bir parçası olduğunu gösterir. Yağmur ormanları gibi değerli çevre kaynaklarını korumak için verilen savaşın, farklı kültürlerin ayakta kalması için verilen savaştan ayrılamayacağını ve ekolojik yıkım gibi dil ölümünün nedenlerinin de ekoloji-politika kavşağında bulunacağını öne sürer, çeşitli çözüm yolları ve stratejiler sunar.
AntropologDaniel Nettleve Oxford Üniversitesi'ndenSuzanne Romaine, dünyanın yok olmakta olan dillerini savunurken ölen dillerin son konuşanlarına da saygılarını sunar. Güney Carolina'da yaşayan Kızılderili Kızıl Fırtına Bulutu, Man dilini 1974'te beraberinde mezara götüren Ned Mandrell,dilbilimcilerin sesini kaydetmek için Türkiye'deki Hacıosman köyüne akın ettiği Tevfik Esençgibi isimlere…
Eğer bir gün dillerin paha biçilmez mirasını yok olmaktan kurtarabilirsek, bundaKaybolan Sesler'in çok önemli bir payı olacak.