Dünya ekonomisindeki küreselleşme ve liberalleşme harekatı sermaye piyasalarındaki işlem hacmini artırmış ve bu piyasalarda kaynak değiş tokuşunu sağlayan finansal varlıkları çeşitlendirmiştir. Finans düzenindeki bu tırmanış geleneksel elde tutma sisteminde kırtasiye krizine yol açmış ve netice itibariyle sermaye piyasası araçlarının doğrudan elektronik ortamda ihraç edilip bunlara ilişkin hukuki işlemlerin bilgisayar ortamında gerçekleştirildiği bir sistem yaratılmıştır. Mali piyasalardaki risk yönetiminde en etkin araç olan finansal teminatlar da geliştirilen bu yeni teknolojik altyapıda finans dünyasının ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte AB direktiflerinde ve uluslararası konvansiyonlarda düzenlenmiştir. Bu çalışmada uluslararası normatif düzene paralel bir biçimde kaleme alınan Sermaye Piyasası Kanunu m. 47 hükmünün medeni hukuk açısından hukuki çerçevesi çizilecektir. Anılan hüküm, kaydi değerler üzerindeki hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşu'na yapılan bildirimi esas alan Sermaye Piyasası Kanunu m. 13/V hükmü ile birlikte değerlendirilmeye muhtaçtır. Aynı kaydi değer üzerinde merkezi kayıt sistemi dahilinde ve haricinde hak iktisap edimesinin mümkün olduğu bir sermaye piyasasında; finansal teminat sözleşmelerinin kuruluşu, icrası ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi bakımlarından bütün yönleriyle değerlendirilmesi büyük öneme sahiptir.