"Ateş sönmek üzereydi; elini küllerin üstüne koyabilirdi. Kısacık bir süre yine rüya görmüştü. Ölü hâlde çimde yatan tek bir beyaz kumru..."
Miranda Crabtree, kayıkçı babası öldürüldüğünde henüz küçücük bir kız çocuğuydu. Babasının ölümünün ardından gerçekleşen tüyler ürpertici olaylar karşısında bir başına kalır. Hem hayatta kalmak hem de yaşlı bir büyücüyle bir çocuğu koruyabilmek için sorgulamadan kasabanın deli vaizi için kayığıyla kaçak mal taşımaya başlar.
Deli vaiz gerçeklikle tüm bağlantısını kesip akılalmaz şeyler istemeye başladığında, Miranda'nın bir karar vermesi gerekir.
Kendi elleriyle seçtiği ailesini güvende tutmak için ne kadar ileriye gidebilecektir?