Uzak anılar, unutulmaya yüz tutmuş bir geçmişten bugüne ulaşmış nesnel kalıntılar aracılığı ile ıssızda kaybolmuş bir höyüğün tozunun, toprağının arasından başlarını kaldırmışlar "Bütün bunlar yaşandı, bizler gerçektik" diyorlar. Eski bir el yazması kitabın tozlu sayfalarını bir zamanlar var olduklarının delili olarak önümüze sürüyorlar. Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezlerinde bulunan yüz elli milyon belge arasında Pir Sultan Abdal ve onun öncülüğünde gerçekleşen Alevi başkaldırısından söz edilmediği gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nun eyaletlerinde özenle tutulan "defter sandıkları"nda da bu türden bir belge ve bilgiye rastlanmıyor. Olayları kayda alan Bizanslı görevlilerin ve olayların mağdurlarını lanetleyen Ortodoks rahiplerinin geleceğe yolculuk yaparak asırlar sonra Osmanlı İmparatorluk döneminde yaşanacak olaylara şahitlik edip sonra da bu olayları kendi tarihlerinin bir parçası gibi kayıtlarına almış olmaları gibi aşırı zorlanmış bir hayal gücüne, bir bilim-kurgu fantazisine itibar etmezsek, tereddütsüz diyebiliriz ki; Pir Sultan Abdal yedinci yüzyılda yaşadı. Pir Sultan Abdal'ın yedinci yüzyılda yaşamış gerçek bir tarihi kişilik olan Pir Silvanus olduğu gerçeğine bir kısım Alevi esnaflarının ve geçmişin yalanlarına terzilik etmiş çevrelerin kışkırtıcı cümlelerle tepki vereceklerini ve bu tepkilerini samimi Aleviler üzerine gidermeye çalışacaklarını şimdiden tahmin edebiliriz. Ancak yalan tacirlerinin tezgâhlarındaki o çok kullanılmaktan aşınmış içi boş, hamasi cümlelerin artık nitelikli alıcısı kalmamıştır.