Bu sabah okula yalnız başıma giderken tedirgindim. Ayakkabılarımı ağır ağır giydim. Benimle okula gelen olur mu diye biraz ağırdan aldım. Korkuyordum. Evle okul arasındaki mesafe üç yüz metre civarındaydı. Şüpheler beynimi yangın yerine çevirdi. "Ya beni kaçırırlarsa! Ya kaçırıp dilenci yaparlarsa! Ya kaçırıp öldürürlerse!" gibi korku alevleri beynimin içini yalayıp geçti. Dün akşam izlediğim haberden sonra gecem kâbuslarla boğuşmakla geçti. Dokuz yaşında kaçırılıp öldürülen bir çocuğun haberini izlemiştim. Kendim kaçırılmışım gibi içim ürperdi. Korkudan oturduğum yerden kımıldayamıyor, yutkunamıyordum. Geceyi sabaha kadar korku içinde yarı uykulu, yarı uyanık geçirdim.
İstemeye istemeye okula gitmek için evin kapısını açtığımda bir ses, "Beni bekle, beraber okula gidelim!" dedi. Sese doğru döndüm; babamdı…