Kayıp Tren
“Mutluluğu bir kez tattığınızda, bir daha mutlu olamayacağınıza inanmak imkânsızdır.” Ölüm, bir tren yolculuğu gibidir âdeta. İnsanın asla geri dönemeyeceği, yolun sonunun hiçbir yere varamadığı, bitiş çizgisinin sesini duyduğu ama elinden bir şey gelmediği bir ortadan kaybolma hikâyesi… Kayıp Tren’de kaybolanlar sadece insanlar değil, onların yaşam tarzları ve köyler de sırra kadem basıyor. Chapleau veya Metagama’nın kaderi, içinde yaşadığı insan ekosisteminin yaşam çizgisi olan demiryolu ağının gizemine bağlanıyor. Kuzey Ontario'nun uzak bölgelerinde tren, bu unutulmuş yerlerde yaşayanların hayatlarını şeffaf bir perdenin ardından görmemizi sağlıyor. Roman, alacakaranlık gibi belirsiz renklerden oluşuyor gibi gözüküyorsa da, her şey gri değildir. Yalnızlık ve ayrılışlara karşı dostluk, yardımlaşma ve bir olma gibi güçlü duygular da romana hâkimdir. Jocelyne Saucier, ölüm ve intihar gibi ciddi konuları, etkili bir dille süsleyerek, oluşturdukları hassas içerikleri de gözeterek harmanlıyor ve bir güç gösteri yapıyor. Yazar, az bilinen köylerin sakinlerinin trenle olan bağını, bizi Kanada demiryollarında bir yolculuğa çıkararak anlatıyor. Büyük bir mutluluk ve şaşkınlıkla kendimi kaptırdığım eşi benzeri olmayan bir yolculuk! Michel Désautels, Désautels le dimanche, Ici Radio-Canada Jocelyne Saucier bize Kanada’nın demiryolu tarihini ve Gladys’in anlam arayışını anlatırken son derece insani bir roman sunuyor. Nathalie Collard, La Presse Bu uzun bekleyişe değen Jocelyne Saucier’nin yeni romanı, Kuzey Ontario’nun tren yollarını bir soruşturmanın ışığında takip ediyor. Yazarın bir kez daha yaşlılık ve dostluk temalarını işleyen huzurlu üslubu, bu sefer bizi sonsuz demiryolları üzerinde ilerleyen bir tren gibi zarifçe taşıyor. Coup de Pouce
Devamını Oku