Bu çalışmada 1925-1991 yılları arasında yayımlanan Kazak yazarların Kazak Türkçesi'nde yazdığı on altı romandan meydana gelen bir örneklem esas alınarak Kazak edebiyatında imaj, kimlik, ideoloji ve kahraman konularına odaklanılıyor. Eserde, ideoloji-edebiyat ilişkisi bağlamında, millî kimliğin korunmasında ve kolektif bir kimliğin inşasında kültürel ideolojik bir aygıt olan edebiyatın önemli bir rolünün olduğu ortaya konuluyor.
Eser, 1925-1991 yılları arasında Kazak edebiyatında yaşanan iniş çıkışları göstermesi, Rus-Kazak örneğinde merkez-çevre ilişkisini yansıtması, "Sovyet insanı" üst kimliğini ve Kazak milli kimliğini ortaya koyması bakımından bu güne kadar Türkiye'de yapılan Türk lehçeleri edebiyatları çalışmalarına yeni bir boyut kazandırıyor.
Kitap, Kazak edebiyatının yarım asrı aşkın bir dönemine ışık tutarak Türk okurunun edebiyat aracılığıyla kardeş Kazak halkını bütün yönleriyle daha yakından tanımasına olanak sunuyor.
Elinizdeki kitap, Kazak edebiyatının büyük nesir ustalarının kaleminden çıkan ve yazıldıkları dönemin tesirini yansıtan romanlarla Kazak halkına dair pek çok konuya ışık tutuyor. Eserde, kadın konulu romanlar vasıtasıyla Kazak kadın aydınlanmasının geçirdiği süreç gözler önüne seriliyor. Çalışmada, Kazak milli kimliğinin oluşmasında ve korunmasında geleneksel Kazak konar-göçer hayatının etkin rolü ortaya konuluyor. Ayrıca, esere kaynaklık eden romanlarda Kazak halkının 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başındaki modernleşme süreci de gözlemlenebiliyor. 1980 sonrası yazılan, roman zamanı olarak Kazak Hanlığı devrini işleyen ve tarihî belgelere dayandırılarak yazılan tarihi romanlarda Kazakların kökleri derinde olan bir tarihlerinin olduğu, uzun yıllar boyunca güçlü bir Kazak Ordası olarak varlıklarını sürdürdükleri, komşu halklar ile güçlü diplomatik ilişkiler yürüttükleri görülüyor. Bununla birlikte, Kazak halkının geleceğini inşa ederken, kökü derinde olan bu sağlam geçmişten ilham alarak geleceğini inşa ettiği de gözlemleniyor.