Bazen anneannemizin anlattığı masallarda, bazen okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmlerde, çizdiğimiz resimler, yazdığımız satırlar, duyduğumuz notalarda, sevdiklerimizle yaşadığımız zorlu süreçlerde, olan bitene tanık olup izlemeyi seçmişken ve yapayalnız yaşama cesaretini göstermişken buluşuruz özümüzle, aşkla... Peri ise, bu buluşmayı bilerek ya da bilmeyerek yolunun kesiştiği, yaşamının ayrılmaz parçası olmuş kediler aracılığıyla da yaşıyor. Her biri ayrı bir karakterdeki kedilerin bazılarıyla tanıştım, bazılarını sadece dinledim. Bu masalsı öyküyü okuduğumda güldüm, şaşırdım, üzüldüm, merak ettim, anımsadım, çokça da sordum. Bunca maceranın içinde yaşamla akmanın, su gibi oluşun tadına vardım. Teşekkürler kedilere ve Peri'ye...
Duygu Seda
Peri kedileri anlatırken bir yandan da yaşam örüntüsüne duru görü yapıyor. Korkularıyla yüzleşiyor. Kediyle arasındaki ortak dil olan sevgi öyle tek ki, bazen hikâyeyi yazarın sesinden değil kedilerin mırıltısından dinliyormuş gibi hafif bir baş dönmesi, tatlı bir yanılsama yaşayabilirsiniz. Bir çırpıda okuyacağınız satırlarda göz yaşlarıyla tebessüm birbirini izleyecek. Son cümleyi okuduktan sonra da bir kediyi sahiplenebileceğiniz şüphe götürmez bir gerçek. Peri, bir daha dünyaya gelirsem kedin olurum, seni terk etmem...
Ayten Görgün Smith